DERGAHLAR - YAHYA EFENDI DERGAHI
Bu yapı ile ilgili bilgiler www.tas-istanbul.com sayfamızdadır. Beşiktaşlı Yahya Efendi, Molla
Şeyhzade (d. 1495, Trabzon - ö. 1571, İstanbul), Osmanlı mutasavvıf, alim ve
şairi. Sultan I. Süleyman devrinde İstanbul’da müderrislik yapmış olan Yahya
Efendi, devrinin tanınmış alimlerindendir. Osmanlı sarayı ile yakın ilişkileri
oldu ve hayatı boyunca Kanuni tarafından kendisine danışıldı. Emekli olduktan
sonra Beşiktaş’ta pek çok bina inşa ettirip vakıflar kurdu, bölgeyi
ağaçlandırarak mesire yerine dönüştürdü.
Beşiktaş ile Ortaköy arasında Yahya
Efendi Tekkesi adıyla anılan türbesi bulunur. İstanbul evliyasından olan Yahya
Efendi, İstanbullu denizcilerin inanışına göre Boğaz’ın dört manevi bekçisinden
birisidir (diğerleri Aziz Mahmud Hüdayi, Yuşa Peygamber, Telli Baba)
Trabzon’da 1495 yılında dünyaya
geldi. Uzun süre Trabzon’da kadılık yapan Amasyalı Ömer Efendi ile Trabzonlu
Afife Hatun’un oğludur. Dünyaya geldiği günlerde, Trabzon’da vali olarak
bulunan Şehzade Selim’in de ilk oğlu dünyaya gelmişti. Şehzade Selim’in eşi
Ayşe Hafsa Sultan’ın sütü kesildiği için bebeği Süleyman’ı Yahya Efendi’nin
annesi Afife Hatun emzirdi. Bundan dolayı Yahya Efendi, Kanuni Sultan
Süleyman'ın süt kardeşidir.
Okul çağına geldiğinde babası
Kadı Ömer Efendi ile birlikte çeşitli hocalardan Trabzon’da yedi yıl ders gören
Yahya Efendi, daha sonra öğrenimine devam etmek için İstanbul’a geldi. İki yıl
süreyle Osmanlı Devleti’nin şeyhülislamı Zenbilli Ali Efendi’nin sohbetlerine
katıldı. 1526’da Zenbilli Ali Efendi’nin ölümünden sonra Canbaziye
Medresesi’nde müderris oldu. Bu göreve gelmesinden sonra halk arasında “Molla
Şeyhzade" olarak anılmaya başladı.
İslami ilimler, tıp, geometri
gibi konularda söz sahibi olan Yahya Efendi, İstanbul’daki çeşitli medreselerde
görev yaptıktan sonra, 1553 senesinde, İstanbul’un ilk yüksek öğretim kurumu
olan Sahn-ı Seman medreselerinden birinde müderrislik yaptı. Kanuni’nin oğlu
Şehzade Mustafa’yı boğdurması ve Mustafa’nın annesi Mahidevran Sultan’ı
saraydan uzaklaştırması üzerine padişaha mektup yazıp "yaptığı hareketin
yanlış olduğunu bildirerek Mahidevran Sultan’a merhamet etmesini" istedi;
bu hareketiyle Kanuni’yi kızdıran Yahya Efendi, medresedeki görevinden
azledildi ve emekli edildi.
Emekli edilmesinden sonra
inzivaya çekilen Yahya Efendi, Beşiktaş’ta deniz kenarında bir bahçe satın
alarak kendisine bir ev ve mescit yaptırdı. Zamanla evin etrafında; medreseler,
hamam ve orada kalanların barınacakları odalar ve yol üzerinde bir çeşme
yaptırarak “Hızırlık” adını verdiği bir külliye meydana getirdi. Kendi
yaptırdığı medreselerde tıp ve İslam bilimleri öğretti. Yaptırdığı yapıların
hizmete devam etmesi için vakıflar kurdu ve önemli gelir kaynakları sağladı.
Askeri ve mülki erkân, tüccarlar ve özellikle gemiciler, Yahya Efendi’nin
yaşadığı tekkesini ziyaret ederler, hediye ve adak gönderirlerdi.
Ziyaretçilerine bol ikramda bulunan Yahya Efendi, gelen adak ve hediyeleri
çeşitli yerlerde mescit, medrese, hamam gibi binalar inşa etmek ve bahçe bakımı
işleri için kullanırdı. İnşaat işlerini bizzat kendisi yapardı.
Şiir ile de ilgilenen Yahya Efendi
“Müderris” mahlasıyla tasavvufi şiirler yazmıştır ve bir divanı vardır. Şerif
Hatun ile evli bulunan Yahya Efendi'nin İbrahim ve Ali isminde iki oğlu vardır.
1569 senesi Zilhicce ayında
Kurban Bayramı gecesinde Beşiktaş'taki dergahında kurban bayramı gecesi
hayatını yitirdi. Cenaze namazını, bayram namazını müteakip Süleymaniye
Camii'nde devrin şeyhülislamı olan Ebussuud Efendi kıldırmıştır. Daha sonra
cenaze Beşiktaş'taki dergahında hazırlamış olduğu mezara defnedildi. Kabri
üzerindeki türbe 1571 yılında Sultan II. Selim tarafından Mimar Sinan’a
yaptırılmıştır.
Ölümünden sonra da şöhreti devam
eden Yahya Efendi’nin adı denizcilikle ilgili bir çok hikayede geçer ve
İstanbullu denizciler onun İstanbul Boğazı'nın dört manevi bekçisinden birisi
olduğuna inanırlar. Diğerleri Üsküdar’da Aziz Mahmut Hüdayi, Beykoz’da Yuşa
Peygamber, Sarıyer’de Telli Baba’dır. Türbe ve tekkesinin civarı ölümden sonra
onunla komşu olmak isteyenlere ait binlerce mezarla doludur.