26 Mayıs 2014 Pazartesi






















CAMİLER - KADIRGA SOKOLLU MEHMET PASA CAMİİ
Sokollu Mehmet Paşa Camii ; İstanbul Kadırga Şehit Mehmet Paşa yokuşunda 1571 yılında üç padişaha Sadrazamlık yapmış olan Sokollu Mehmet Paşa tarafından karısı Esmehan Sultan için Mimar Sinan’a yaptırılan külliyenin ana yapısıdır.
Oldukça meyilli olan Sultanahmet’ten Kadırga’ya inen araziye kurulan külliye, bu olumsuz şartları çok akılcı bir planla çözmüştür, Üç sokaktan ve üç farklı kottan girilen külliyenin avlusuna merdivenlerle ulaşılarak pek sık rastlanmayan bir zenginlik yaratılmıştır. Sokollu Mehmet Paşa sadece İstanbul’da üç önemli bina yaptırmıştır. Bu yapılardan ikisi külliye bir tanesi münferit camidir. Tek cami Azapkapı’da köprünün hemen yanındadır. Diğer bir külliye ise Eyüp’te Eyüp Sultan külliyesinin doğusundadır. Eyüp Sultan Camiine oldukça yakın olduğu için Eyüp’teki külliyenin camisi yoktur.
Sokollu Mehmet Paşa, Sultan II.Selimin kızı Esmahan Sultan ile evlidir.Osmanlı Devletine büyük hizmetler yapmış olan Sokollu Mehmet Paşa bu gün Sırbistan’da kalan Sokol köyünde doğmuş ve sonradan sarayda yetiştirilmiş bir devşirmedir. 1579 yılında Divan toplantısı sırasında bir meczup tarafından öldürülmüştür. Sokollu Mehmet Paşa türbesi Eyüp’te yaptırdığı külliyenin içerisindedir.
Caminin mimari planı kare şeklindedir. Kare plana göre oldukça büyük bir merkezi kubbesi vardır. Merkezi kubbe altı ayakla taşınmaktadır. Bu kubbeyi destekleyen dört yarım kubbe geleneksel olarak yatay dikey akslar yerine çapraz akslara konmuştur. Bu plan tipi Mimar Sinan’ın büyük ustalığını göstermektedir. Yarım kubbelerin bu şekilde konması içerdeki harim mekanını daha da büyütmüştür. Bu da yarım kubbeler yanına konan ağırlık kuleleriyle sağlanmıştır.
Avluda mermer bir şadırvan yer alır. Çevresinde medresenin bölümleri bulunur. İstanbul’da Mimar Sinan tarafından yapılmış olan Edirnekapı Mihrimah Sultan camiinde olduğu gibi Medrese odaları caminin Şadırvanlı avlusunda yer alır. Cami avlusuna alt sokaktan merdivenle çıkılır. Bu merdiven kovanının üzerinde kubbeli bir yapı bulunur. Bu kubbenin içi malakari süslemeler yer alır. Şadırvanlı iç avluya üç farklı kapıdan girilir.
Mihrap çevresinde insan boyundan büyük iki mum ve mihrap üzerinde hat sanatlı çini süsleme boydan boya kaplıdır. Camide, İznik çinileri ve orijinal kalem işleri de bulunmaktadır. Çiniler burda neredeyse kubbeye kadar çıkar. Caminin ses ve aydınlatma sistemi her Sinan camiindeki gibi mükemmeldir. Giriş sahını sağ ve soldan ikinci kata çıkar. Bu caminin mihrap, minber, kubbe bölümlerinde Hacerülesved parçaları gömülüdür.

Caminin kuzeyinde şerefe kısmından üstü yıkılmış eski bir tuğla minare vardır. Sultanahmet tarafındaki avlu kapısından ve bu kapının karşı tarafındaki kapı ile kıbleye bakan merdivenli kapıdan girildiğinde üç kapıdan da medrese revakından geçerek avluya girilir. İlk iki kapı girişinde mezarlıklar vardır.
.




















CAMİLER - ÇEMBERLİTAŞ NURİOSMANİYE CAMİİ
Nuruosmaniye Camii; İstanbul Çemberlitaş semtinde, Kapalıçarşı girişinde 1748-1755 yıllarında Sultan I.Mahmut tarafından Mustafa Ağa ile Mimar Simeon’a yaptırılan külliyenin bir yapısı olarak inşa edilmiştir. Barok Mimarinin Osmanlı topraklarında ilk uygulamasıdır.
Batılılaşma eğilimlerinin mimaride ortaya çıkmaya başladığı bir devirde ortaya çıkan camii ve külliyesi, Osmanlı mimarisinde bir dönüm noktası sayılmaktadır. Camiinin yer aldığı alanda daha önce Osmanlı şeyhülislamlarından Hoca Sadettin Efendi’nin eşi Fatma Hatun’un mescidi bulunmaktaydı. Fatma Hatun Mescidi yıkılmaya yüz tutunca I. Mahmut’un emri ile yerine camii inşaatı başladı; Mimar Mustafa Ağa ve yardımcısı Mimar Simeon tarafından gerçekleştirilen inşaat; I. Mahmut’un ölümünden sonra üç yıllık saltanat süren kardeşiSultan III. Osman zamanında “Nur-u Osmani” (Osmanlı’nın Nuru) adıyla tamamlandı. Adını, padişah Sultan III. Osman’dan ve caminin içindeki ışıktan aldığı söylenir. Cami ile birlikte medrese, imarethane, kütüphane, türbe, çeşme ve sebilden oluşan bir külliye inşa edilmiştir. Çevresindeki birkaç dükkan da külliyeye dahildir. Barok sanatının etkisi kütüphane, türbe, çeşme ve sebilde de görülmektedir
Yüksek mermer merdivenlerle iki yönden camiye çıkılır. Barok üslupta inşa edilen camii, kare plan üzerine inşa edilmiştir. Harim kısmı tek bir kubbe ile örtülmüştür. İki yanda revaklı birer koridor bulunur ve bu koridorlardan harim kısmına birer giriş vardır. Eteği 32 pencere ile çevrili olan ana kubbe 26 m çapındadır. Osmanlı camilerinde kullanılan en büyük kubbelerden biri olan bu kubbe, duvarların üstüne oturan kemerler tarafından taşınır. Kubbe kemerlerinin duvar üzerindeki bitiminde bir kuşak halinde Fetih Suresi yazılıdır. Kubbede ise En-Nur Suresi’nin 35. Ayeti yer alır: “Allah, göklerin ve yerin nurudur” Cami, beş sıra halindeki 174 pencere ile aydınlatılır. Pencereler, barok stilinde ve alçıdandır[. Beş kubbeli son cemaat yeri U biçimindedir. Cami yazıları Hattat Rasim, Abdülhalim, Müzehhip Ali, Mehmet Refi Efendi'nindir.
Mihrap, çıkıntılıdır ve klasik Osmanlı camilerinden farklı olarak çok köşelidir ve bir yarım kubbe ile kapanmıştır. Mahfil katına, ana giriş kapısının iki yanındaki mermer merdivenlerden çıkılır. Mahfil katı balkonları doğu ve batı cephelerindeki iki koridor üzerinde uzanır. Hünkar mahfili, doğu koridorunun sonunda bulunur. Mahfile dışarıdan, padişahın atı üstünde camiye girişine yol veren rampalı bir giriş bağlanmıştır. Hünkar Mahfili, günümüzde Eminönü müftülüğüne hizmet verir Yapıya bitişik iki şerefeli iki minaresinin taş külahları bulunur. Kurşun yerine taş alemler ilk defa bu camide kullanılmıştır. Cami, revaklı ve çok köşeli bir avluya sahiptir. Bu özelliği ile Osmanlı mimarisinde türünün tek örneğidir. Şadırvanı yoktur, önde ve arkada abdestlikleri vardır, ayrıca ek bir abdestlik giriş kapısı karşısında bodrumdadır. Avlu, Cağaloğlu ile Çemberlitaş arasında geçiş yolu olarak kullanılır. Camiinin güneyinde medrese ve imaret yapıları yan yana bulunur. Medrese, Osmanlı’daki sultani medreseleri sonuncusudur. İmaretin olağanüstü büyük bacaları Nuruosmaniye’nin kent içindeki görsel etkisine katkıda bulunur[. Bu iki yapı, günümüzde yatılı bir Kur’an kursu olarak kullanılır. Türbe; Sultan I. Mahmut için inşa edilmeye başlamış; külliye inşaatı tamamlanmadan vefat eden padişah, Yeni Camii’nin avlusundaki, babasının da mezarının bulunduğu Valide Turhan Sultan türbesine gömülmüştür. 3 sene sonra şirpençeden vefat eden Sultan III. Osman’da kendi adının verildiği türbeye gömdürülmeyip babası ve kardeşinin mezarlarının bulunduğu Valide Sultan Türbesine gömüldü. Nuruosmaniye Camii içindeki türbede Sultan III. Osman’dan bir yıl önce hayatını kaybeden annesi Şehsuvar Sultan ile bazı şehzadelerin sandukaları bulunur.













CAMİLER - AYVANSARAY  KAZASKER  İVAZ EFENDİ CAMİİ  
Kazasker İvaz Efendi Camii; İstanbul Ayvansaray Eğrikapı'da Kara surlarına cepheli olarak 1585 yılında  Kazasker İvaz Efendi tarafından Mimar Sinan’a inşa ettirilmiştir.
Kazasker İvaz Efendi Camii aynı zamanda Manav İvaz Efendi Camii olarak ta adlandırılır. Bu isim İvaz Efendinin Manavgatlı olmasından kaynaklanır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında kazaskerlik yapmıştır. Hem Rumeli hem de Anadolu kazaskerliği görevlerinde bulunmuştur.
Caminin mimari planı itibariyle merkezi tek kubbelidir. Merkezi kubbe beş yarım kubbeyle taşınmaktadır. Camii kesme taş ve tuğladan almaşık olarak örülmüştür. Osmanlı Klasik camilerinden farklı olarak caminin merkezi ana kapısı yoktur. Buna karşın yapının kuzey ve güney kısmında iki kapısı vardır. Giriş kapısı üzerindeki levhada Mimar Sinan camisi olduğu yazılıdır. Bahçesinde geniş çukur ve tüneller vardır.Bizans dönmeminden kalma Anemas zindanlarının kalıntıları da bu alandadır..
 Minaresi kıble duvarı köşesindedir. Zamanında külliye halinde olan camiden sadece cami ve çeşme kalmıştır. İvaz Efendi bahçedeki hazirede medfundur.

Camide 1998 yılına kadar Muhammed Mustafa sakal-ı şerifi bulunmaktaydı. Ancak bilinmeyen bir şekilde ortadan kaybolmuştur ve ne olduğu bilinmemektedir. Avlu girişinin karşısında bulunan Mimar Mustafa Ağa çeşmesi yeni olarak restore edildi ve halan kullanılmaktadır.