22 Mayıs 2014 Perşembe


































MATRAKÇI NASUH / NASUHEL SİLAHİ AL SEHİR Bİ MATRAKİ
Nasuhel Silahi Al Sehir Bi Matraki veya kısaca Matrakçı Nasuh (d. 1480 - ö. 1564); Osmanlı minyatür sanatının en önemli ustalarından biri olup aynı zamanda hattat, tarihçi ve matematikçidir.
Ölüm tarihi bilinmeyen Matrakçı Nasuh'un Saraybosna'da doğduğu sanılmaktadır. Katip Çelebi ölüm tarihi olarak 1533′ü vermekteyse de, bunun doğru olmadığı bugün kesinleşmiştir. Çeşitli kaynaklarda onun 1547′den, 1551′den, 1553′ten sonra ölmüş olabileceği ileri sürülmektedir. Yaşamı üstüne bilgi de yok denecek kadar azdır. Dedesinin devşirme olduğuna ilişkin kesinleşmemiş ipuçları vardır.
Matrakçı Nasuh'un 1533 yılında yaptığı ve İstanbul'u betimlediği minyatür Sultan II. Beyazıt döneminin sonlarına doğru Enderun’da eğitim gördüğü ve sonra matematik eğitimcisi olarak öğrenci yetiştirdiği bilinmektedir. Devrin ünlü şairi Sai'den dersler almıştır. Ünlü bir hattat olan Nasuh, nesih yazı stilinde değişiklikler yapmıştır. Divani yazı stilinde önde gelen isimlerden birisi olmuştur. Sopalarla oynanan ve bir tür savaş oyunu olan matrak adlı sporda ustalığında dolayı matrakçı lakabıyla anılmıştır. Değişik silahları kullanmaktaki ustalığı da bilinmekte olup bu konuda Tuhfetü'l-Guzat adlı bir kitap da yazmıştır.
Matrakçı Nasuh'un minyatür-harita karışımı kendine has bir üslubu vardır, eserlerinde yeryüzünün kuşbakışı görünümünü resmeder. Buna karşın şekilleri tepeden değil, sanki karşıdan görüyormuş gibi çizer. Bu resimlerde kuş ve tavşan gibi hayvanlar olsa da insanlar asla belirmez. Şehirlerdeki binalar tek tek seçilebilir.
Geometri ve matematik alanındaki çalışmaları neticesinde uzunluk ölçülerini gösteren cetveller hazırlamıştır. I. Selim zamanında ona adadığı Cemalü'l-Küttab ve Kemalü'l- Hisab kitaplarını yazmış, Napier'den elli sene öncesinde adıyla anılan çarpma metotlarını ve modern matematik öğretiminde öncü bir kitap kabul edilen bir referans olarak Enderun'da okutulmuş, Napier gibi matematikçilere ilham kaynağı olmuştur.
Tarih alanında da çalışan Matrakçı Nasuh, Taberi Tarihi 'ni Mecmaü't-Tevarih adıyla Türkçeye çevirmiştir. 3 nüsha olarak yayınlanan Süleymanname kitabında 1520-1537, 1543-1551 ve 1542-1543 yıllarını anlatmıştır. 1537-1538 yıllarında yazdığı Fetihname-i Karabuğdan, Kanuni Sultan Süleyman'ın İran seferini anlatır. Bu kitaplarda, yol boyunca ordunun geçtiği şehirlerin minyatür şeklinde haritalarını çizmiştir. Çizimleri bugün hem estetik, hem de geçmişe ait çok ayrıntılı bilgiler içermesi hasebiyle şaheser olarak tanımlanmaktadır.
Nasuh, Kanuni'nin Fransa kralı I. François'ya destek amacıyla Barbaros Hayrettin Paşa komutasında gönderdiği donanmaya katıldı. Yol boyunca donanmanın uğradığı limanları resmetti.
Matrakçı ya da Matraki adıyla anılması, lobutu andıran sopalarla oynandığı bir tür savaş oyunu olduğu bilinen “matrak” oyununda çok usta olmasından ve belki de bu oyunun keşfedicisi bulunmasından ileri gelmektedir. Bu oyun hali hazırda eski kitaplar incelenerek ortaya çıkarılmış ve bir doğu savaş sanatları uzmanı tarafından eğitimi verilmektedir.
Nasuh, özellikle geometri ve matematik alanlarında önemli bir bilim adamıydı. Uzunluk ölçülerini gösteren cetveller hazırlamış ve bu konuda kendinden sonra gelenlere önderlik etmiştir. Matematiğe ilişkin iki kitabı Cemalü’l-Küttab ve Kemalü’l- Hisab ile Umdetü’l-Hisab’ı Yavuz Sultan Selim döneminde yazmış ve padişaha adamıştır. Bu yapıtlardan sonuncusu uzun yıllar matematikçilerin elkitabı olarak kullanılmıştır.
Nasuh ayrıca çok usta bir silahşördür. Bu nedenle Silahi adıyla da anılırdı. Türlü silah ve mızrak oyunlarındaki ustalığı nedeniyle Osmanlı ülkesinde “üstad” ve “reis” olarak tanınması için 1530′da Kanuni Sultan Süleyman tarafından verilmiş bir beratı da vardı. Çeşitli silahların nasıl kullanılacağını ve dövüş yöntemlerini anlatan Tuhfetü’l-Guzat adlı bir kılavuz kitap bile yazdığı söylenir.
Nasuh bir tarihçi olarak da önemli yapıtlar vermiştir. Mecmaü’t-Tevarih adıyla Taberi Tarihi’ni Türkçe’ye çevirmiştir. Ayrıca Tarih’i Sultan Beyazıt ve Sultan Selim ile Tarih’i Sultan Beyazıt adlı iki kitabında bu padişahlar dönemindeki olayları anlatmıştır. Süleymanname adlı kitabının üç ayrı nüshasında 1520-1537, 1543-1551 ve 1542-1543 arasında geçen olayları ele almıştır. Kanuni’nin 1534 Irak seferini Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn-i Sultan Süleyman Han’da 1538 Karaboğdan seferini de Fetihnâme-i Karaboğdan’ da konu etmiştir. Nasuh, Kanuni’nin Fransa kralı I. François’ya destek amacıyla Barbaros Hayrettin Paşa komutasında gönderdiği donanmaya katıldı. Yol boyunca donanmanın uğradığı limanları resmetti.
Onu bugüne taşıyan asıl yönü ise minyatür sanatındaki yeridir. Minyatürcülüğün yanı sıra divanı yazıda usta bir hattattı. Yapıtları başta Topkapı Sarayı Müzesi' nin kütüphanesi ve Süleymaniye Kütüphanesi olmak üzere çeşitli kitaplıklarda yer almaktadır.


































HATTAT AHMET ŞEMSETTİN KARAHISARI
Osmanlı hat sanatı ile ilgili bilgiler www.tas-istanbul.com sayfamızdan alınmıştır.  Ahmet Şemsettin Karahisari; Önemli bir Osmanlı hattatı olup az sayıda eseri günümüze ulaşmıştır. Hattat Ahmet Şemsettin 1470 tarihlerinde doğduğu tahmin edilmektedir. Eserlerindeki imzalardan Afyonkarahisar'da doğduğu tahmin edilmektedir. Yakut ekolünün ünlü hattatlarından Esedullah Kirmani'den ders aldı. Eserlerinin ketebe kayıtlarından bu hattattan icazetli olduğu anlaşılmaktadır. Hattat Ahmet Şemsettin, Şeyh Hamdullah’ın talebelerinden İshak Cemalettin Halvetiye intisab ederek  tasavvuf yoluna girmiştir. Kanuni Sultan Süleyman devrinde yaşayan Karahisari sarayda faaliyet gösteren Ehl-i Hiref'in katipler bölüğüne girdi. Karahisari özellikle müsenna, sülüs ve celi-sülüs yazılarında ulaştığı seviye ile Şemsü'l-Hat (Hattın Güneşi) olarak tanındı. Ayrıca büyük boy yazılarda ve sayfa düzenlemesindeki başarısı ile dikkate değerdir. Yaptıklarını hiç kendisine mal etmeme tarzındaki tevazusu eserlerindeki imzalarından anlaşılmaktadır.
Kaynaklarda uzun boylu, zayıf yapılı, temiz giyimli, nur yüzlü olarak tanımlanır. Arapça ve Farsça bilen ve üç dilde şiir okuyabilecek derecede kültürlü olduğu bilinmektedir. Kendi Çocuğu olmadığı için Hasan Çelebi’yi evlatlık almıştır. Hat ekolu Hasan Çelebi ile devam etmiştir. 1556 yılında 90 yaşında vefat etmiştir. Mezarı Sütlüce’de Halveti tekkesinde İshak Cemalettin Halveti’nin yanına gömülmüştür.
En önemli yapıtı Kanuni Sultan Süleyman'ın isteği üzerine yazmış olduğu ve halen Topkapı Müzesi'nde muhafaza edilen büyük ebattaki Kur'an-ı Kerim'dir. Kanuni adını yazmaya başladığı ve fakat yarım kalan, daha sonra da Sultan III.Murat zamanında tamamlanan Kur'an-ı Kerim, Türk-İslam sanat dünyasının en güzel eserleri arasında gösterilir. Yakut tarzında tertip edilmiş, her sayfada ilk satırı muhakkak, beş satırı nesih, son satırı muhakkak hatla yazılmış ve bütün sayfaları saray nakkaşhanesin de tezhip edilerek ciltlenmiş bu Mushaf 1981 yılında İtalya'da basılmıştır. Diğer eserleri arasında Piyale Paşa Camii yazıları ve Süleymaniye Camii kubbe yazıları bulunmaktadır. Süleymaniye Camii'nin celi kubbe yazıları da Ahmet Karahisari tarafından yazılmışsa da XIX. yüzyılda yapılan tamiratta Hattat Abdülfettah bu yazıları yeniden yazmıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminin en tanınmış hattatlarından olan Ahmet Karahisari 1556 yılında vefat etmiştir.  Topkapı Sarayı Kütüphanesi Hırka-i Saadet dairesinde 5 numarada kayıtlı büyük boy Mushabı büyük bir sanat şahesiridir.
1557 yılında Süleymaniye Külliyesi'nin açılış merasiminde Kanuni Sultan Süleyman Türk-İslam mimarının gelmiş geçmiş en büyük ustalarından Mimar Sinan'a: Bu bina eylediğin Beytullah sıdk-u safa ve dua ile senin açman evladır. sözleriyle Mimar Sinan'a açtırmak istemişse de Sinan, Hünkar'a 'Hattat Karahisari bu camii hatları tezyin ederken gözlerini kaybetti, kör oldu. Bu şerefi ona bahşedelim .' demişti. Bunun üzerine Süleymaniye açılışı Hattat Karahisari'ye yaptırıldı.